Sevgili Blog, seni çok özledim. Bu arada ne yaptım ne ettim hepsini anlatacağım sana. İnternet orucum sonlanmış bulunmakta bugün itibariyle. Neden girmiştim bu oruca nedeni bende saklı kalsın ama sadece internet değil sevdiğim bir çok şeye karşı bir oruç başlatmıştım, beklediğim bir şey olana kadar. Biraz batıl bir şeydi ama olsun sonuç olumlu olunca geri döndüm ama önce öldük bugün dirildik diyebilirim :) Evet bu arada neler oldu anlatıyorum:P (Dil çıkarmayı özlemişim ne tatlı geldi gözüme birden)
Anlatacağım demişken, öyle böyle değil anlatsam roman olur, hemen kitabını basarlar. Ukturk bey ukturk bey lütfen bizim yayınevimizden çıkartınız kitabınızı diye kapımda kuyruk olurlar. O kadar hisli o kadar heyecanlı bir hikaye bu çünkü. Ama ben mütavazı bir insan evladı olduğumdan dolayı bunu fazla uzatmak istemiyorum. Ama tekliflere de açığım, kitap kitap diye nicesine sarıldım hatta sarılmakla kalmayıp yıllardır adam akıllı bir rüya görmeyen ben rüyamda Dostoyevski ile Tolstoy'u elele parkta oynarken gördüm. Bana, "ukturk pabucu yarım çık dışarı oynayalım" diyorlardı. Dostoyevski'ye Dost, (dost deyince aklıma bidost geldi, canım canım ne kadar da özledim:P) Tolstoy'a ise Toy diye sesleniyordum. O kadar samimimiyiz yani. Ama ben cool tavırlarımdan ödün vermedim ve onlara dedim; "siz çocuklarla uğraşamam işlerim var". Bunun ardından Dostoyevski ağlamaya Tolstoy ise zırlamaya başladı. Derken köşeden Elif Şafak çıkageldi. Elinde bir lolipop yalaya yalaya geziyordu. Pasaklı bir havası vardı. Ona da yüz vermedim. O da ağladı. Ama o bana aşıktı, hissedebiliyordum beni görünce yanakları kızarıyordu falanlar filanlar. Ama rüyamda kim aşık değildi ki bana, herkes hayran aman allahım rüya hiç bitmesin istedim ama her güzel şeyin sonu olduğu gibi rüyanında sonuna geldim. Rüya bittiğinde önce iç çektim ah ah keşke şu güzeller gerçekte de olsa diye, sonra da kendime küfrettim ne saçma salak rüya görüyorsun diye. Her şeyde bir hayır vardır ama değil mi, rüyanın altından ne çıkacak bakalım öhömm :P
Rüya böyleydi sevgili blog. Yıllar sonra gördüğüm rüya ancak bu kadar mantık çerçevesinde olabilirdi zaten. Beni yansıtan bir rüya olması aslında sevindirdi beni. Para beni bozmadı yani. Böyle deyince milli piyango'da büyük ikramiye bana çıktı sanmayın sadece 1 milyonluk ikramiye çıktı canım sadece o kadar:P Yok yok bilet bile almadım, laf olsun torba dolsun diye söyledim öyle. Saçmalamak güzel şey, bak bir paragraf daha yazdım:P
Sonra, HBBA blogumuzu buradaki yazısında onurlandırmış. Yılın takımı seçmiş bizleri. Daha şimdi gördüm, çok sevindim. Kendisine buradan hediye olarak, "bir deste doğu avrupa kökenli beyaz et" gönderiyorum. (her biri 50-55 kilo arasında, toplam 500 kilo yani) Kargoya verdim yakında gelir HBBA'cım. Bir deste fazla deme yiyemediğini buzluğa koy dondur sonra yersin. Canım benim. İyi seneler:P:p Kendimi bir garip hissettim şu an, evet:P
Sonra 5-6 tane mail ve direkt ileti almışım "nerelerdesin ukturk sebi çok özledim canım" mesajını içeren:P Şaka şaka canım falan yok ama soranlar olmuş onlara da buradan kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum beni hatırladıkları için. (Burada gözlerim dolu dolu olurken, "tek şeker attığım ince belli bardaktaki tavşan kanı çayımdan" (zincirleme isim tamlaması) bir yudum aldım.) Bilgi dolu bir insanım dikkatinizi çekerim, hatırlatmak istedim:P
Tayyip ise bıraktığım yerde duruyor, yine aynı tavırlar. Ne zaman adam olacak bu adam merak ediyorum. Üzülüyorum aslında, ama Allah büyük:P Ayrıca blog yazmak güzel şey. Yazmak lazım. Aklımda çok konu var. Ard arda dökeceğim hepsini inşallah. Çok gizli belgeler eşliğinde yine gündem yaratacağız blog olarak!! Bizi izlemeye devam edin efendim:P Şimdilik bu kadar, hemen sıkılmayın diye daha fazla saçmalamayacağım gidip bir çay daha alıp müzik dinleyeceğim.
Görüşürüzz :P
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder