Merhaba, ben ukturk hoca. Ramazan aylarında ekmek parası için hoca oluyorum bldiğiniz gibi yıllardır. Bu senede bu mübarek ramazan ayında sizlere ilim ve irfanımı aktarmaya çalışacağım elimden geldikçe. Öncelikle külliyemizin (blogmania külliyesi) kliması sıcak üfürüyor sanırım çok terledim şu an, yazı sonunda lütfen çıkışa üç-beş kuruş gönlünüzden ne koparsa bırakın şunu bir değiştirelim. Yeni çok sessiz olanları çıkmış onlardan alalım. Evet, sohbetimizi yine soru-cevap şeklinde yapacağız...
Soru 1: Sayın hocam ben Ahmet, ramazan ayında kızların bloglarına yorum yazmak caiz midir? Ben bunu öğrenmek istiyorum, kafam çok karışık orucumu bozulur diye çok korkuyorum.
Sevgili Ahmet öncelikle böyle güzel bir soru sorduğun için teşekkürler. Bu konuda aydınlanması gerekn bir çok blogcu gencimiz var. Yorum yaptıpın kıza ve yazıya göre değişir evladım. Kız çok güzel ise yorum yaparken seni başka düşüncelere itebileceğinden çok tehlikeli o yüzden uzak durmak gerek. Böyle durumlarda karşılaştığında yani böyle güzel bir kız blogunu bulduğunda yorum yazacakken bana haber ver ben senin yerine günaha girerim. Hizmette sınır yok, hocalıkta son nokta benim. Kısacası bozulur evladım aman dikkat!
Soru 2: Sevgili hocacağım ben Ayşen. Hocacığım ben güzelliğine, bakımına düşkün bir kızım. Ama oruç da tutmak istiyorum. Acaba elime yüzüme falan krem sürsem orucum bozulur mu?
Ayşen kızım krem ile güzellike olsa idi Bülent Ersoy en güzel olurdu. Sadece krem ile olmaz daha bir çok şey var. Ayy canım kandırmışlar seni. Neyse benim uzmanlık alanım değil bunlar :)Bozulmaz kızım bozulmaz kaç kere söyledim. Krem yahu nasıl bozsun altı üstü krem, sanki yutuyorsun, giren yok çıkan yoksa sıkıntı da yok. Sür sürebildiğin kadar, şöyle iyice yedir ama ziyan olmasın!
Soru 3: Sayın hocam, kız arkadaşımın elinden tuttum orucum bozulur mu? Cevabınızı merakl bekliyorum, ya bozulsuysa diye çok endişeliyim!
İsmini yazmamışsın ama ben sana Hakan diyeceğim. Sevgili Hakan, çocuğum, evladım ne içtin acaba çok merak ediyorum. Düşün bakalım sence bozar mı orucunu. Aklım mantığım almıyor yani nasıl bir soru bu. Hatta ben sana yol göstereyim, şimdi elinden tut kızın, tut tutt bi şey olmaz. Sonra da bir de öp. Ama hocam deme, öp lan alllah allah. Bak hem tuttun hem öptün ben de hani bana hani bana dedim olsun ne yapalım ama orucun hala baki, bir şeycik olmadı, mis gibi sıfır kilometre. Hadi bakalım canım benim :)
Soru 4: Ramazan'da dereotundan okumak caiz midir hocam?
Bu soruyu soran arkadaş her kimsen gel senin alnından öpeceğim evladım. Harika bir noktaya değinmişsin. Dikkatle dinleyelim lütfen. Mübarek ramazan ayı boyunca dereotundan gibi içimizdeki irlandalıları okumak, onu beğenmek, onun tweetlerini okuyup rt yapmak hatta cevap vermek zinhar caiz değildir. Lütfen bu oyuna gelmeyelim. Blog aleminde yer alan bu tip şahısların oyununa gelmeyelim. Özellikle genç kızlarımız dikkatli olsunlar. Orucu da bozar, kefaret gerektirir!!1
Onbinlerce soru arasından seçmiş olduğum en önemli gördüğüm dört soru bu şekildeydi. Başta dediğim gibi külliyeye yardım etmeyi unutmayalım. Hayırlı ramazanlar :)
31 Temmuz 2011 Pazar
0
Ukturk hoca ile ramazan sohbetleri vol4
0
"Yesiller"
Annem'in Sofralari :)
Gecen hafta "Annem'in Mukemmel Sofralari" adi altinda sizlere Bodrum'da bizlere her gece ozenle hazirladigi sofralari gostermistim. Gosterdiginiz ilgiden oturu hazirlanan yeni sofralari da yine sizlerle paylasiyorum. Yazimi blogda yayinladigimdan beri evde her gece hummali bir sofra hazirligi yapildi ve surekli "Buse gel cek" sesi yankilanir oldu :) Ilk resimler "Kirmizilar" temali sofradan..
Asagida gordugunuz kirmizi tuzluklar ve yukarida gordugunuz kirmizi bardaklar Pasabahce'den. Pecetelikler ise ev hediyesi.
"Yesiller"
Sapkali mumluklar ise Mudo'dan alinma. Yesil peceteler ve envai cesit diger renkte bulabileceginiz peceteler IKEA'dan.
Yukarida resimde gordugunuz gumus cicekli ve yesil mumluklar Pasabahce'den. Gumus cicekli olanlarin ayni zamanda altin renkli olanlarida var.
"Rengarenk"
Renkli masa ortusu Cukurcuma'dan.
Yukaridaki resimde gordugunuz renkli mumluklari Adress Istanbul'un icindeki Habitat magazasindan. Kukalar ise mefrusatcidan kolayca temin edilebilir. Iclerine pasabahce'den ince bardaklar konulup, istediginiz cicegi icine koyabilirsiniz.
29 Temmuz 2011 Cuma
28 Temmuz 2011 Perşembe
0
Buse'nin Butiğinde yeni ürünler!
2011 yılında Buse'nin Butiği full hizmet vermeye devam ediyor! :) Bugün yine yeni birbirinden güzel ve çoğu kullanılmamış ürünler geldi. Artik ne işlem yapmanız gerektiğini biliyorsunuz. Ürünleri görmek için, ve bol alışverişli günler icin sizi lafı fazla uzatmadan Buse'nin Butiğine davet ediyorum:
26 Temmuz 2011 Salı
0
Maffionista | modanın blog hali
Merhabalar, az önce ne zamandır blog tanıtımı yapmadığımı fark ettim. Bu açığı çok süpersonik bir blog ile kapatmaya karar verdim. Bu sessizliği güzel bir blog ile bozmak gerekiyordu. Uzun arama ve tarama faaliyetlerim sonucu o farklı ve güzel blogu ve blogcuyu buldum. Hiç bir masraftan da kaçınmadım hani siz blog insanları için. Taaa Hollandalardan buldum da geldim. Bakalım kimmiş bu güzel :)
Blogun Adı: Maffionista
Evet gördüğünüz gibi blogumuzun ismi "Maffionista". Anlamı var mı bilmiyorum ama çok güzel geldi bana. Böyle kulağa hoş, tırmalamıyor, zevkli bir seçim. Daha buradan anlabiliyoruz aslında ne kadar zevk dolu bir blog olduğunu maffionista'nın. Önce blog yazarımız tanıyacak olursak, kendisi Hollanda'da yaşayan bir Türk kızı. Blogunu ingilizce tutuyor aslen Sakarya'lı olduğuna dair kuşlardan bilgi aldım. Ayrıca 9 Kasım 1985 doğumlu olan bu güzel blogcu kızımızın adı da Evrim. İsmi güzel, kendi güzel, blogu güzel daha ne olsun :) Yaşı da benden 1.5 yaş küçükmüş sadece. Hımmm öhömmm :P
Öncelike hatırlatayım kalbi olan gençlerimiz bloga girmeden önce dil altı haplarını almayı unutmasınlar. Ben yaptım o hatayı 27 yaşında yaşlı bir insan olarak. Böyle nefesim falan kesildi bir an. Aman diyeyim. Genç kızlarımızdan ise kıskanç olanların girmemesini tavsiye ederim, sıkıntıdan ben niye böyle güzel değilim benim niye sarı saçlarım yok demekten bir hal olursunuz yoksa, siz gidin yemek blogu falan okuyun moda da neymiş canım yaa:P
Güzel Evrim'in blogu anlayacağınız bir moda blogu. Her moda blogusu gibi (%90) o da güzel. Bizim Türkler bu işi iyice öğrendi zaten. "Muasır bloglar" seviyesine yükseldirler her açıdan :) Evrim blogunda kendi kombinlerini sunduğu gibi farklı beğendiği tarzları da sunuyor sizlere. Ama model olarak kendisini gördüğümüz kombinler ve başarılı fotoğraflar en güzel yani blogun. Tek bir eksiği, az yazı girmesi. Biraz daha fazla girse daha güzel olur sanki :)
Modanın blog hali Maffionista'da sadece bunlardan ibaret değil tabii. Arada çıkan sürpriz yumurta tadında videolarda yok değil. Mesela aşağıdaki eğlenceli ve bir o kadar da şirin videosunu görünce, "ne kadar şeker şekerci mi acaba babası" şeklinde şuursuz söylemlerde bulunabiliyor insan. Akıl baştan gitmeye görsün arkadaşlar. Kapıldım rüzgara gidiyorum ben ehe :) Maşallah diyelim de bari nazarımız değmesin kızımıza.
Böyle dolu dolu bir blog gördüğünüz gibi. Modaya aç bünyeler ve gözler için birebir. Aspirin gibi kana karışıyor hemen. Yeniliklere açık siz blog severlere göre bir blog. Hani biri bana çıkıp dese ukturkcum şöyle şöyle blog var şöyle güzel böyle güzel diye, hani hani nerede nasıl giriyoruz, gold üyeliği varmıymış falan derim.:P:p Kaçırmayın, bu zamanda böyle blog zor bulunur :)
Modanın blog hali Maffionista'nın diğer hesapları için ise;
Twitter - http://twitter.com/maffionista
Tumblr - http://maffionistastyle.tumblr.com
Blogların Erol Köse'si sundu, adios :P
Blogun Adı: Maffionista
Evet gördüğünüz gibi blogumuzun ismi "Maffionista". Anlamı var mı bilmiyorum ama çok güzel geldi bana. Böyle kulağa hoş, tırmalamıyor, zevkli bir seçim. Daha buradan anlabiliyoruz aslında ne kadar zevk dolu bir blog olduğunu maffionista'nın. Önce blog yazarımız tanıyacak olursak, kendisi Hollanda'da yaşayan bir Türk kızı. Blogunu ingilizce tutuyor aslen Sakarya'lı olduğuna dair kuşlardan bilgi aldım. Ayrıca 9 Kasım 1985 doğumlu olan bu güzel blogcu kızımızın adı da Evrim. İsmi güzel, kendi güzel, blogu güzel daha ne olsun :) Yaşı da benden 1.5 yaş küçükmüş sadece. Hımmm öhömmm :P
Öncelike hatırlatayım kalbi olan gençlerimiz bloga girmeden önce dil altı haplarını almayı unutmasınlar. Ben yaptım o hatayı 27 yaşında yaşlı bir insan olarak. Böyle nefesim falan kesildi bir an. Aman diyeyim. Genç kızlarımızdan ise kıskanç olanların girmemesini tavsiye ederim, sıkıntıdan ben niye böyle güzel değilim benim niye sarı saçlarım yok demekten bir hal olursunuz yoksa, siz gidin yemek blogu falan okuyun moda da neymiş canım yaa:P
Güzel Evrim'in blogu anlayacağınız bir moda blogu. Her moda blogusu gibi (%90) o da güzel. Bizim Türkler bu işi iyice öğrendi zaten. "Muasır bloglar" seviyesine yükseldirler her açıdan :) Evrim blogunda kendi kombinlerini sunduğu gibi farklı beğendiği tarzları da sunuyor sizlere. Ama model olarak kendisini gördüğümüz kombinler ve başarılı fotoğraflar en güzel yani blogun. Tek bir eksiği, az yazı girmesi. Biraz daha fazla girse daha güzel olur sanki :)
Modanın blog hali Maffionista'da sadece bunlardan ibaret değil tabii. Arada çıkan sürpriz yumurta tadında videolarda yok değil. Mesela aşağıdaki eğlenceli ve bir o kadar da şirin videosunu görünce, "ne kadar şeker şekerci mi acaba babası" şeklinde şuursuz söylemlerde bulunabiliyor insan. Akıl baştan gitmeye görsün arkadaşlar. Kapıldım rüzgara gidiyorum ben ehe :) Maşallah diyelim de bari nazarımız değmesin kızımıza.
Böyle dolu dolu bir blog gördüğünüz gibi. Modaya aç bünyeler ve gözler için birebir. Aspirin gibi kana karışıyor hemen. Yeniliklere açık siz blog severlere göre bir blog. Hani biri bana çıkıp dese ukturkcum şöyle şöyle blog var şöyle güzel böyle güzel diye, hani hani nerede nasıl giriyoruz, gold üyeliği varmıymış falan derim.:P:p Kaçırmayın, bu zamanda böyle blog zor bulunur :)
Modanın blog hali Maffionista'nın diğer hesapları için ise;
Twitter - http://twitter.com/maffionista
Tumblr - http://maffionistastyle.tumblr.com
Blogların Erol Köse'si sundu, adios :P
Etiketler:
blog tanıtımı,
Maffionista,
moda,
moda blogu,
ukturk
25 Temmuz 2011 Pazartesi
24 Temmuz 2011 Pazar
0
Öğretmen Kız vs Doktor Kız
Merhaba sevgili blog insanları. Hepinizi selamlıyorum. Sarışın ve öğretmen olanlarınızı ise aynı zamanda yanaklarından mıncırıyorum. Öperdim de ama şimdi bayram değil seyran değil "ukturk" beni neden öptü diye havaya girmenizi istemedim. Hem, malum önümüz ramazan çok fazla sevap points gerek bana günaha girmeyelim. (aehaheuu - şuursuz gülüşmeler). Bilen bilir benim öğretmen kızlarımıza olan sevdamı. Bir de sarışın falan oldu mu aman allah elim ayağım çekiliyor böyle ne yapacağımı şaşırmış bir vaziyette armut gibi baka kalıyorum.
Neyse bu aralar aile büyüklerimizden olan sevgili teyzem aklıma doktor kızlarımızı da sokmuş durumda bulunmakta. Hatta geçen haftalarda bir kız bile gösterdi bana. Oğlum gel sana bunu alalım dedi, hem doktor hem de sarışın dedi. Acaba zihnimi mi okuyor lan? Ama bu öğretmen değil diyemedim, nasıl denilir, allah çarpar taş eder! Kız hem doktor hem 26 yaşında daha en civcivli zamanlarında hem sarışın olunca diyemiyorsun ki teyzeye, teyze benim sevdiğim var ona evlenme teklif ettim ama naz yapıyor ama inşallah olacak o da beni sevecek bir gün diye.
Bu hal ve şartlar altında ben de hem benim gibi zor durumda olanlar hem de böyle durumda karşılaşınca ne yapacağını şaşıracak genç ve dinamik bünyelere kılavuzluk edecek bir yazı yazma kararı aldım. Evet öğretmen kız vs doktor kız. Hangi durumda hangisini seçeceğiz havasında bir eser olacak. Gelecek nesillere faydalı ve ileride 3 çocuk olması dileğiyle (tayyibime göz kıpraşımları)... Durum durum ele alacağız. Maddeler çoğaltılabilir. Çiçek olalım evet,
- Sarışın öğretmen kız vs sarışın doktor kız
Bana kalırsa en zor durum bu durum. Hani biri esmer veya kumral olsa diyeceksin tamam o esmer ama ben sarışını seçeyim diye. Ama ikisi de bir huri, bir melek, sevilesi, böyle ağzını yüzünü elinle ovuştura ovuştıra sevilesi hem de (çocuk sever gibi) ayy bak içim geçti ne güzel bir histir o. Birinci seçenek, güvendiğiniz bir arkadaşınıza yazı tura attıracaksınız, artık hangisi gelirse kısmet bu işler. Bir diğer seçenek ise bu biraz daha aklı selim bir şey. Bu defa fiziksel olarak eşit olarak kabul ettiğimiz kızların (kimyasal deney gibi oldu oda şartları eksik bir) sizi ne kadar çok istediğini veya sevdiğini ölçüyoruz. Bunu da bazı bazı uzak kalarak ölçebiliriz. Sizi en çok kim arıyor, siz yokken kim daha çok rüyasında görüyorsa bunun bir haftalık çetelesini tutup kararımızı veriyoruz. Değşik aralıklarla tekrarlanabilir bu süre. Acele etmeyin karar vermek için ya giderse diye de düşünmeyin. Size kız mı yok yaa amaaan :)
- Kadrolu atanmış sınıf öğretmeni kız vs tus'u kazanamamış pratisyen doktor kız
Bu durum görmüş olduğunuz gibi maddi bir durumu ifade ediyor. Düşünüyorum da benim maaşımla bir doktorun maaşı birleşse uçarız lan. Neyse öhömm öğretmenleri küstürmeyelim onların da tatili falan var canım :) Neyse bu şekilde olduğu zaman kadrolu olarak atanmış olan hem de sınıf öğretmeni kız öne çıkıyor her şekilde. Hani belki böyle branş öğretmeni falan olsa pek farketmeyebilirdi ama sınıf öğretmeni olunca akan sular durur. Nedense bana daha şirin gelir onlar. Psikolojik sorunlarım var sanırım. Ama illa da doktor olsun diyenler biraz bekleyebilir kız tus'u kazanana kadar. Ama bu arada zaten karaborsa olan öğretmen kızı başkası kollarına almış olabilir. İntiharın eşiğine gelir insan vallahi iyi düşünün ya kazanamazsa kız imtihanı! Yani tus'suz doktor kızın tadı tuzu olmuyor malesef :P Böyle bir yavan oluyor sanki içine sinmiyor insanın falan. Geçen deneyim ettim gerçekten öyleymiş boğazında kalıyor insanın. Tus'u kazanda gel dedim ben de ne yapayım :P
- Ailesi zengin öğretmen kız vs ailesi zengin doktor kız
Evet yine maddiyat. Bu aralar çok para muhabbeti yapar oldum zaten, iyice emekli kıvamına büründüm sanırım zaten yaş olmuş 27 arkadaş ben konuşmayayım da kim konuşsun :/ Neyse bu duygu dolu dakikaları bırakalım konuya dönelim. Yine eşit durumlar gördüğünüz gibi. Bunun gibi eşit durumlarda şu aşağıda sayacağım özellikler değerlendirme kriteriniz olacak. Diğer her türlü eşitlik durumunda da değerlendirilebilir bu özellikler. Sizin için araştırdım tam 100 öğretmen ve doktor ile evli adamcağıza sordum. Soru da şu neden öğretmen neden doktor? Bu işi biliyorum sanırım çok can alıcı bir soru işte o cevaplar!!!
+ Kebapçı Hüseyin (37) - Ankara/Sincan - Öğretmen ile evli
"Abicim tam adamına sordun. Şimdi ben daha gencim yaş 23 falan. Babam çekti beni şöyle yeter ulan yaptığın haytalık seni evlendirelim artık diye. Ben de o zaman bir yakışıklıyım sorma, mahallenin kızları tren oluyor arkamda! Bir ona bir ona... Neyse babamın çocukluk arkadaşının kız varmış onu istedik bana, kız öğretmen dediler. (Ben ağzım açık dinliyorum tabii) Önce istedik vermediler sen haytasın dediler. Babam da dedi dükkan açacağım bizim oğlana deyince verdiler kızı. Çok memnunum iyiki de almışız. Buradan sincanlı hüseyin abiniz olarak tüm kardeşlerime bir öğretmen bulmalarını tavsiye ederim. Hayatımı değiştirdi resmen benim. Hayatım öğretmenden önce ve öğretmenden sonra olmak üzere ikiye ayrıldı."
+ Liseli Ahmet (16) - İstanbul/Zeytinburnu - Öğretmenine aşık
"Gülmez misin lütfen bana. Ayrıca saftirik falan da değilim Zeytinburnu çocuğuyuz biz. Sevdik mi ölümüne severiz!1 Evet öğretmenime aşığım ben. Necla. Matematik öğretmenim. Ben ki o gelene kadar matematik derslerine uyuyan biri olarak ondan sonra sınıfın en aktifi haline geldim. Geçen gün kalemi bana verirken elim eline değdi. Orada bayılacağımı hissettim bir an. Çok güzeldi. Bana geçen gün Ahmet seni güzel yerlerde görmek istiyorum dedi. Sanırım bana karşı boş değil. Artık daha çok çalışıyorum üniversiteyi kazanıp onunla evleneceğim boy boy çocuklarımız olacak. Buradan herkese tavsiye ediyorum. Öğretmen gibisi yok, doktor falan hikaye abi."
+ Bankacı Necati (30) - Konya/Meram - Doktordan boşanmış, şimdi öğretmen ile evli
"Gel ya gel.. Kimse aynı hataya düşmesin. Ben severek evlendim o güzel edalı gözlerine kandım onun. Doktor olması da beni daha da cezbetti. Ama ya evlenince ne oldu. Doktor olunca bitmeyen nöbetler, yapılmayan yemekler, yıkanmayan bulaşıklar, ütüsüz gömlekler. Bekarken daha iyidi diye düşündüm. Bir de benim param benim param demez mi üstünlük taslamalar falan. Dedim yeter ceketimi aldım çıktım. 6 ay sonra bir öğretmen ile tanıştım, kaynaştık falan sonunda da evlendik. Şu an çok mutluyum bir çocuğumuz var. Hem ev kadını hem de iş kadını. Demek ki isteyince oluyormuş kardeşim. Tatili de var nöbeti de yok, çocuğun dilinde de iyi anlıyor öğretmen olduğu için. Sana da tavsiyem bir öğretmen bulmandır daha iyisi yok vallahi. Hayat kebap gönlüm rahat"
Evet yaşanmış hayat hikayelerimizi de dinledik. Buradan çıkaracağımız sonuç ise şöyle oluyor.
Öğretmen kız > doktor kız. Her türlü döver. Baba beni okula gönder kampanyası gibi "anne bana öğretmen al" kampanyası başlatmayı düşünüyorum. Çok güzel olur, mutlu mesut aileler oluşur. Ne şirin :P
Öğretmenim canım benim canım benim ben seni çok severim :P
Neyse bu aralar aile büyüklerimizden olan sevgili teyzem aklıma doktor kızlarımızı da sokmuş durumda bulunmakta. Hatta geçen haftalarda bir kız bile gösterdi bana. Oğlum gel sana bunu alalım dedi, hem doktor hem de sarışın dedi. Acaba zihnimi mi okuyor lan? Ama bu öğretmen değil diyemedim, nasıl denilir, allah çarpar taş eder! Kız hem doktor hem 26 yaşında daha en civcivli zamanlarında hem sarışın olunca diyemiyorsun ki teyzeye, teyze benim sevdiğim var ona evlenme teklif ettim ama naz yapıyor ama inşallah olacak o da beni sevecek bir gün diye.
Bu hal ve şartlar altında ben de hem benim gibi zor durumda olanlar hem de böyle durumda karşılaşınca ne yapacağını şaşıracak genç ve dinamik bünyelere kılavuzluk edecek bir yazı yazma kararı aldım. Evet öğretmen kız vs doktor kız. Hangi durumda hangisini seçeceğiz havasında bir eser olacak. Gelecek nesillere faydalı ve ileride 3 çocuk olması dileğiyle (tayyibime göz kıpraşımları)... Durum durum ele alacağız. Maddeler çoğaltılabilir. Çiçek olalım evet,
- Sarışın öğretmen kız vs sarışın doktor kız
Bana kalırsa en zor durum bu durum. Hani biri esmer veya kumral olsa diyeceksin tamam o esmer ama ben sarışını seçeyim diye. Ama ikisi de bir huri, bir melek, sevilesi, böyle ağzını yüzünü elinle ovuştura ovuştıra sevilesi hem de (çocuk sever gibi) ayy bak içim geçti ne güzel bir histir o. Birinci seçenek, güvendiğiniz bir arkadaşınıza yazı tura attıracaksınız, artık hangisi gelirse kısmet bu işler. Bir diğer seçenek ise bu biraz daha aklı selim bir şey. Bu defa fiziksel olarak eşit olarak kabul ettiğimiz kızların (kimyasal deney gibi oldu oda şartları eksik bir) sizi ne kadar çok istediğini veya sevdiğini ölçüyoruz. Bunu da bazı bazı uzak kalarak ölçebiliriz. Sizi en çok kim arıyor, siz yokken kim daha çok rüyasında görüyorsa bunun bir haftalık çetelesini tutup kararımızı veriyoruz. Değşik aralıklarla tekrarlanabilir bu süre. Acele etmeyin karar vermek için ya giderse diye de düşünmeyin. Size kız mı yok yaa amaaan :)
- Kadrolu atanmış sınıf öğretmeni kız vs tus'u kazanamamış pratisyen doktor kız
Bu durum görmüş olduğunuz gibi maddi bir durumu ifade ediyor. Düşünüyorum da benim maaşımla bir doktorun maaşı birleşse uçarız lan. Neyse öhömm öğretmenleri küstürmeyelim onların da tatili falan var canım :) Neyse bu şekilde olduğu zaman kadrolu olarak atanmış olan hem de sınıf öğretmeni kız öne çıkıyor her şekilde. Hani belki böyle branş öğretmeni falan olsa pek farketmeyebilirdi ama sınıf öğretmeni olunca akan sular durur. Nedense bana daha şirin gelir onlar. Psikolojik sorunlarım var sanırım. Ama illa da doktor olsun diyenler biraz bekleyebilir kız tus'u kazanana kadar. Ama bu arada zaten karaborsa olan öğretmen kızı başkası kollarına almış olabilir. İntiharın eşiğine gelir insan vallahi iyi düşünün ya kazanamazsa kız imtihanı! Yani tus'suz doktor kızın tadı tuzu olmuyor malesef :P Böyle bir yavan oluyor sanki içine sinmiyor insanın falan. Geçen deneyim ettim gerçekten öyleymiş boğazında kalıyor insanın. Tus'u kazanda gel dedim ben de ne yapayım :P
- Ailesi zengin öğretmen kız vs ailesi zengin doktor kız
Evet yine maddiyat. Bu aralar çok para muhabbeti yapar oldum zaten, iyice emekli kıvamına büründüm sanırım zaten yaş olmuş 27 arkadaş ben konuşmayayım da kim konuşsun :/ Neyse bu duygu dolu dakikaları bırakalım konuya dönelim. Yine eşit durumlar gördüğünüz gibi. Bunun gibi eşit durumlarda şu aşağıda sayacağım özellikler değerlendirme kriteriniz olacak. Diğer her türlü eşitlik durumunda da değerlendirilebilir bu özellikler. Sizin için araştırdım tam 100 öğretmen ve doktor ile evli adamcağıza sordum. Soru da şu neden öğretmen neden doktor? Bu işi biliyorum sanırım çok can alıcı bir soru işte o cevaplar!!!
+ Kebapçı Hüseyin (37) - Ankara/Sincan - Öğretmen ile evli
"Abicim tam adamına sordun. Şimdi ben daha gencim yaş 23 falan. Babam çekti beni şöyle yeter ulan yaptığın haytalık seni evlendirelim artık diye. Ben de o zaman bir yakışıklıyım sorma, mahallenin kızları tren oluyor arkamda! Bir ona bir ona... Neyse babamın çocukluk arkadaşının kız varmış onu istedik bana, kız öğretmen dediler. (Ben ağzım açık dinliyorum tabii) Önce istedik vermediler sen haytasın dediler. Babam da dedi dükkan açacağım bizim oğlana deyince verdiler kızı. Çok memnunum iyiki de almışız. Buradan sincanlı hüseyin abiniz olarak tüm kardeşlerime bir öğretmen bulmalarını tavsiye ederim. Hayatımı değiştirdi resmen benim. Hayatım öğretmenden önce ve öğretmenden sonra olmak üzere ikiye ayrıldı."
+ Liseli Ahmet (16) - İstanbul/Zeytinburnu - Öğretmenine aşık
"Gülmez misin lütfen bana. Ayrıca saftirik falan da değilim Zeytinburnu çocuğuyuz biz. Sevdik mi ölümüne severiz!1 Evet öğretmenime aşığım ben. Necla. Matematik öğretmenim. Ben ki o gelene kadar matematik derslerine uyuyan biri olarak ondan sonra sınıfın en aktifi haline geldim. Geçen gün kalemi bana verirken elim eline değdi. Orada bayılacağımı hissettim bir an. Çok güzeldi. Bana geçen gün Ahmet seni güzel yerlerde görmek istiyorum dedi. Sanırım bana karşı boş değil. Artık daha çok çalışıyorum üniversiteyi kazanıp onunla evleneceğim boy boy çocuklarımız olacak. Buradan herkese tavsiye ediyorum. Öğretmen gibisi yok, doktor falan hikaye abi."
+ Bankacı Necati (30) - Konya/Meram - Doktordan boşanmış, şimdi öğretmen ile evli
"Gel ya gel.. Kimse aynı hataya düşmesin. Ben severek evlendim o güzel edalı gözlerine kandım onun. Doktor olması da beni daha da cezbetti. Ama ya evlenince ne oldu. Doktor olunca bitmeyen nöbetler, yapılmayan yemekler, yıkanmayan bulaşıklar, ütüsüz gömlekler. Bekarken daha iyidi diye düşündüm. Bir de benim param benim param demez mi üstünlük taslamalar falan. Dedim yeter ceketimi aldım çıktım. 6 ay sonra bir öğretmen ile tanıştım, kaynaştık falan sonunda da evlendik. Şu an çok mutluyum bir çocuğumuz var. Hem ev kadını hem de iş kadını. Demek ki isteyince oluyormuş kardeşim. Tatili de var nöbeti de yok, çocuğun dilinde de iyi anlıyor öğretmen olduğu için. Sana da tavsiyem bir öğretmen bulmandır daha iyisi yok vallahi. Hayat kebap gönlüm rahat"
Evet yaşanmış hayat hikayelerimizi de dinledik. Buradan çıkaracağımız sonuç ise şöyle oluyor.
Öğretmen kız > doktor kız. Her türlü döver. Baba beni okula gönder kampanyası gibi "anne bana öğretmen al" kampanyası başlatmayı düşünüyorum. Çok güzel olur, mutlu mesut aileler oluşur. Ne şirin :P
Öğretmenim canım benim canım benim ben seni çok severim :P
22 Temmuz 2011 Cuma
0
Buse, Çanta'nin İçinde Ne Var?
Sizden gelen maillar üzerine çantamın içinde neler var diye bir post hazırlıyorum. Bir kızın çantasının içinde olabilecek şeylerde bende mevcut :)
1.Cüzdan: Tabiiki her çantanın olmazsa olmazı cüzdanım :)
2.Canon Fotoğraf Makinam: Olmazsa olmaz şeylerden biri daha. Yolda, alışverişe çıktığımda veya hiç beklenmedik bir anda bir şey fotoğraflamam gerektiği zaman yanımda olması gereken en önemli şey.
3.Guerlain Terrakota ve Fırça: Özellikle bu aralar bu sıcaklarda suratımda ne makyaj ne başka birşey kalıyor! İşte o anlarımda beni kurtaran terakotam.
4.L'Occitane El Kremi: Gün içinde ellerim kurudu mu hemen kreme ihtiyaç duyan bir insanım o yüzden bu el kremi'de size bakım tavsiyelerinde yazdığım vazgeçilmezlerimden.
5.Vivident Sakız :): Yanımda dış macunu taşımadığım için o görevi gördüğüne inandığım sakızım :)
6.Dudak Nemlendiricim: işte bu çantam bomboş olsada mutlaka yanıma alacağım şey. 3 dolara amerikadaki bir eczaneden bulduğum nemlendirici küçük bir yumurta şeklinde ve iki dudağınıza birden sürebilmenizi sağlıyor. Tadı çok güzel, çokda güzel yumuşatıyor.
7.Güneş Gözlüğü
8.Ev ve Araba Anahtarı: tabiiki onlarsız olmaz :)
9.Dior Midnight Poison parfüm: parfümsüz bir çanta bugüne kadar hiç taşımadım. Gece ufak çantalara sığmasa bile arabada mutlaka bulunduruyorum.
18 Temmuz 2011 Pazartesi
0
Mary-Kate ve Ashley Olsen'dan Çanta Koleksiyonu
Mary-Kate ve Ashley Olsen'ın kendi yarattıkları "The Row" markası Barneys New York mağazasına özel bir koleksiyon hazırladı. The Row markası her zaman beğendiğim markalar arasındaydı. Yukarıdaki resimde Mary-Kate ve Ashley'nin elinde gördüğünüz çantalar da yine bu koleksiyondaki çantalardan.
Sırt çantaları artik yeni "it" çantalar haline geldi. Bu tema ile yola çıkarak yukarıda ki resimde gördüğünüz sırt çantası şeklinde çantalar da koleksiyonda mevcut. The Row markasının giyim koleksiyonu kritikler tarafından çok begenildi. The Row markası özellikle Amerika'da gençler arasında H&M, Topshop gibi tercih edilen markaların tarzına benzetiliyor.
Mary Kate ve Ashley'e bu koleksiyon ile ilgili ne düşündüklerini sormuşlar. "İnanılmaz heyecanlıyız. Çanta, seçmesi çok zor olan bir aksesuar ama bu koleksiyon çok klasik , şık, ve her sezon kullanabileceğiniz çantalardan oluşuyor" demişler.
Koleksiyonun her parçasini ben açıkcası çok begendim. Cantaların bolca alıcısı olacağından ve müthiş bir patlama yapacağından hiç süphem yok. Siz ne dersiniz?
15 Temmuz 2011 Cuma
0
Bodrum'da neler oluyor?
10 senedir yazin olmazsa olmazi, en sevdigim yer olan Bodrum'dayim yine. Buranin buyusu gercekten cok baska. Havasi, denizi, insanlari.. Ama Bodrum'u "Bodrum" yapan en canli yeri ise tabiiki barlar sokagi. O meshur yolda yuruyup bir cok farkli hikayeye rastliyorsunuz. Iste bende gecen gunlerde ne var ne yok diye sizler icin ilginc, enteresan hatta komik farkli bir cok seyi fotografladim.
Gozume ilk carpan "Ucuzcu" adli ucuz fiyata satilan mutfak esyalarinin satildigi yer oldu. Ne sattiklarini bu kadar net anlatabilen baska bir dukkan gordunuz mu? 'Ucuzcu" iste :)
Michael Jackson biblolari,t-shirtleri, anahtarliklarina hemen hemen her dukkanda rastlayabilirsiniz. Yukarida gordugunuz biblo benim favorim oldu :) Daha once Nahide adli mekanin masa dekorasyonunda boyle bir bibloyla karsilasmistim ve cok hosuma gitmisti. MJ olmedi, kalbimizde yasiyor temasi Bodrum'u sarmis durumda :p
Bodrum'u saran bir baska moda ise renkli saatler. Gecen yaz ozellikle Toy Watch'in cikardigi fosforlu renkler ile renkli saatler cok moda olmustu. Bu moda hala suruyor hemde cok daha farkli renk cesitleriyle.
Tabii ki turistlerin en cok ilgisini ceken gercegiyle yan yana koydugunuzda ayirt edilemeyecek kadar gercek yapilmis sahte canta modelleri :) Bir ornegi asagidaki resimde gordugunuz Chanel'ler. Ikinci cicekli model bize ozel uretilmis, Chanel'in boyle bir modeline hic rastlamadim :)
Tatlilarinin lezzetiyle beni benden alan meshur Yunuslar pastanesi. Bodrum'un icine yolunuz duserse buradan bir tatli yemeden donmeyin sakin, cok sey kacirirsiniz!
Liman Koftecisinde kofte yemeden donulur mu?
Tatlilarinin lezzetiyle beni benden alan meshur Yunuslar pastanesi. Bodrum'un icine yolunuz duserse buradan bir tatli yemeden donmeyin sakin, cok sey kacirirsiniz!
Orman Perisi "Forest Ghost" Ask, Mutluluk ve Sans getiriyormus :)
Iste yeni sezon yatak ortuleri! :) Gezerken en cok guldugum an bunlari gordugumde oldu. Versace ve D&G'nin yatak ortulerine yorum yapamiyorum, size birakiyorum :)Liman Koftecisinde kofte yemeden donulur mu?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)