Merhaba, daha önceki yazıda da dediğim gibi blogların karanlık güçler tarafından kapatılması yazmamıza engel değil. Blogunu bırakıp giden başka servislerle aldatan bizden değildir. İki cihanda yakası bir araya gelmez:P Neyse bugünkü konumuz blogcu kızlar! Evet blogcu kızlar. Bir daha tekrar etmeme gerek yok sanırım. Ama blogcu kızların bir sınıfı olan E sınıfı "evde kalmış blogcu kızlar" bugünkü inceleme sahamız. Daha sonra diğer sınıflara geleceğiz. İnsanları çeşitli sınıflara sokmaya çok bayılıyorum ben, neden acaba ya eskiden bir ingliz lordu falan mıydım acaba veya en eziğinden Hindistan'da bir parya bile olabilirim:( Önemli olan insanlık sonuçta değil mi ey deretoundan. Evet sınıflandıralım blogcu kızlarımızı sınıf sınıf ayıralım aralarına nifak tohumları serpelim, ne de olsa eskiden bir ingiliz lorduydum iyi bilirm bu işleri. Öhöömm :)
- Evde kalmış blogcu kızlar
Bunu yazmak için çok düşündüm ama şeffaf ötesi bir blog yazarı olduğumdan yazmaya karar verdim. Korkmuyorum:/. Çünkü var böyle bir kitle. Evde kalmış olmanın sıkıntısını blog yazarak gideriyorlar. Yazılarından bunu anlamak gayet mümkün. Bazısı bunu belli etmiyor, "ayy bu dünyaya çocuk getirmek istemiyorum ben, ayrıca daha aradığım tipi bulamadım, şunun kaşı var bunu da gözü var." Hııı yedik bizde yaşı olmuş bilmem kaç hala bir çıtır kız havaları.
Bak ben 27 oldum her gün ağlıyorum bekarım diye göz yaşlarım kurudu, gözlerimden akan yaşlarla havuz yaptırdım kendime yüzüyorum hafta sonları yaa. Erkek adam da sorun olmuyor da evlenmemek, kadınlarda olur ama bu sorun. Evde kalmış derler!:P Blogcusun diye hakkında dedikodu yapmayacaklarını mı sanıyorsun, bloglar arasında bile yapılıyor. Ben kaç tanesinden duydum, ayıpladım tabii ben yapmayın etmeyin yazıktır günahtır dedim ama dinletemedim :) Eş-dost, hısım, akraba arasında olanı söylemiyorum bile...
- Handan ne oldu Handan, evlendi mi o, hani şu Neriman'ın kızı Handan.
* Hangi Handan yahu hemşire, Nazan'ın kaynının kızı Handan mı?
- Evet yaa sidikli Handan yok mu o işte.
* Haa! Yok yok evlenmedi daha, blog mu ne yazıyormuş anası dedi.
- Hehe salak! Blog da neymiş erkeklerle mi konuşuyormuş orada yoksa, vay başımıza gelenler!
* Hee galiba, sonu son değil Allah başa vermesin, bizim de kızımız var, büyük konuşmayalım hemşire!
Haha :)
Bir de bu evde kalmış blogcu kızların beğendiği erkek tiplerini falan inceledim (yıllarımı verdim bu araştırmaya, kimlere gülücük saçmadım beğendiği tipi öğreneceğim diye. Kendimi feda ettim bilim yoluna. Psikolojim bozuldu düzeltecek bayanlar arıyorum. Tel: 0532 444 0 532)
Hımm ne diyorduk. Evet, hep kelleri seviyorlar. Kel. Bildiğin kel. Hani ampül gibi olanlardan. Böyle güneşe çıkınca parlayanlardan. Ayna gibi maşallah hah işte onlardan. Vursan tok bir ses çıkar sanırsın kavun karpuz öyle bir şey. Anladın sanırım. İlginç değil mi, ben de şaşırdım yani böyle gür saçlı, balık burcu, daha genç, işinde gücünde, esmer erkekler varken neden kel arkadaşlar. İnsanın kel olası geliyor bazen sayın seray severler.
Kel arkadaşları sevmediğimden değil, sadece biraz alınları açık o kadar! Ayrıca bu evde kalmış blogcu kızların kelleri seçmesinin nedeni ise çok basit aslında. Diğerleri bakmıyor ondan. Başka şansları kalmamış, ondan seviyorlar. Bu ne sevgi bu ne ızdırap. Ama bir avantajı var kel sevgilinin. Kelinden öpebilir, ısırabilir. Off romantizmin dorukları bu olsa gerek. O diş izleri, o ruj izleri kendimden geçtim sonra tuzlu ayran içtim geçti.
Daha fazla süstlerine gitmek istemiyorum, bu enerjimi D sınıf blogcu kızlarda boşaltacağım. Yakında!!:P Bu yazdıklarım asparagas, oramdan buramdan uydurduğumu sanıyorsuuz değil mi. Çok yanlıyorsunuz çok ben hiç öyle birine mi benziyorum. Beni HBBA gibi veya bidost gibi blogcularla karıştırmayın lütfen. İlkeli ve dürüst blogculuğun sesi, ukturk 2008'den beri...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder